Koleksiyon

416 Dakika
12 İçerik

1. Müvekkil ile Dava Sürecine İlişkin İlk Görüşme
İşçilik alacağı olduğu iddiasıyla ofisine gelen bir müvekkil ile gerçekleştireceğin ilk toplantı çok önemlidir. Olayın hukuki boyutuyla magazinsel ayrıntılardan arındırılmış şekilde değerlendirilmesi ve saptamalarda bulunulması gerekir. Gerekli analizler yapıldıktan sonra davanın sonucunun ne olabileceğine ilişkin müvekkile verilen bilgilerin objektif ve gerçek dışı olmaması avukat-müvekkil arasında sağlıklı bir süreç başlangıcını sağlar. İlk görüşmede nelere dikkat edilmesi gerektiğini bu bölümde öğrenebilirsin.

2. Dava Öncesi Fesih Durumuna İlişkin Tespit ve Analiz
İşçinin iş sözleşmesinin ne şekilde feshedildiği veya feshedilmeme durumu söz konusu ise feshin hangi sebeplere dayanarak nasıl yapılması gerektiğine ilişkin belirlemelerin yapılması, olası dava sürecine başlamadan önce en önemli adımlardan biridir. Müvekkiline yazılı bir fesih bildirimi ulaşmamış olabilir veya müvekkilin iş sözleşmesi devam ederken fesih hazırlığı yapmak istiyor olabilir. Tüm olasılıklar kapsamında neler yapılması gerektiğine bu bölüm ile ulaşabilirsin.

3. Talep Edilmesi Gereken Önemli Bilgi ve Belgeler
Müvekkilden olayı dinlerken dava dilekçenizin temelini oluşturacak bazı bilgilerin not edilmesi ve iddiaları güçlendirecek delilleri oluşturan bazı belgelerin talep edilmesi çok önemlidir. Müvekkile yöneltilmesi gereken doğru soruların ve talep edilmesi gereken belgelerin neler olduğunu bu bölümde bulabilirsin.

4. İşçilik Alacaklarının Yaklaşık Olarak Hesaplanması
Arabuluculuk ve dava süreci öncesi dilekçenin yazılması esnasında yapılması gereken en önemli şeylerden biri işçilik alacaklarını hesaplamaktır. Bu noktada feshe bağlı olan ve feshe bağlı olmayan alacakların ayrımını yapmak gerekir. Müvekkil iş sözleşmesini feshetmese dahi bazı alacaklarını dava konusu yapabilir. Fesih sonucu veya fesih söz konusu olmasa da talep edilebilecek alacakların neler olduğu bu bölümde anlatıldı.

5. Fazla Mesai Ücretinin Hesaplanması
İşçilik alacaklarından olan fazla mesai ücreti alacağı da diğer alacaklar gibi yargılama aşamasında bilirkişiler tarafından hesaplanır ve ilgili raporda bu hesaplamalara yer verilir. Ancak tahmini hesaplamaların yapılması iki aşama için zarara uğramamak için çok önemlidir. Bu aşamalardan ilki arabuluculuk sürecindeki pazarlık aşamasıdır, ikinci aşama ise dava sürecindeki sulh görüşmeleridir. Fazla mesai talebinde bulunmadan müvekkile sorulması gereken soruları ve hesaplama şeklini bu bölümde bulacaksın.

6. Kıdem Tazminatının Hesabına Yönelik Önemli Noktalar
Kıdem tazminatına esas ücretin hangisi olduğu; bu ücretin hangi yollar ve belgeler ile tespit edileceği, kıdem tazminatının nasıl hesaplanacağı sorularına izleyeceğiniz bu bölümde yer veriliyor. Ayrıca dava sürecine geçmeden önce başvurulması zorunlu olan arabuluculuk kurumuna ilişkin önemli ayrıntılara ve sürecin uygulamada nasıl ilerlediğine bu bölümle ulaşabilirsin.

7. Dava Dilekçesinin Hazırlanması ve Önemli Ayrıntılar
Dava dilekçesi, yargılama sürecinin kuşkusuz en önemli kısmıdır. Örneğin davanın türünün belirlenmesi aşamasında yapılan hatalar maalesef davanın reddine bile sebep olabilir. Bu bölümde, bir işçi alacağı talepli dava dilekçesinde mutlaka dikkat edilmesi gereken hususları öğrenebileceksin.

8. Tanıklar, Bilirkişi, Lehe Gelen Kararın İcrası ve İcranın Geri Bırakılması
Tanık ve bilirkişi iş hukuku yargılamalarının en önemli delilleridir. Tanıkları seçerken belirli kriterlere dikkat etmeniz gerekir. Uygulamada tanıkların nasıl beyan edildiği ve nasıl dinlendiği sorularının cevabını bu bölümde bulacaksın. Bir diğer önemli delil olan bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkan raporun ne anlama geldiği, hangi hususları içerdiği ve nelere dikkat edilerek rapora itiraz veya beyan sunulacağı akıcı ve uygulamadaki şekliyle anlatıldı.

1. En Uygun Hukuki Yolun Belirlenmesi ve Tecavüz Fiillerinin Tespiti
Marka hakkına tecavüz halinde değişen durum ve şartlara göre başvurulacak hukuki yolları bilmek önemlidir. Doğru yolu seçmek sürecin lehe sonuçlanması için oldukça mantıklı bir stratejik hamle olacak. Bu içeriği izleyerek marka hakkına tecavüz iddiasıyla gelen müvekkiliniz dava açılmasını talep ettiğinde ona en uygun yolu anlatabilecek ve söz konusu uyuşmazlığın marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespitini yapabileceksin.

2. Davacı-Davalı Sıfatı ile Görevli ve Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi
Marka hakkı ihlal edilebilir; bunun sonucunda müvekkilin hak arayışı için gerekli süreci başlatmanı isteyebilir. Peki, söz konusu uyuşmazlıktan talepte bulunan müvekkilin davacı sıfatına sahip olabilir mi? Bu içerikte kimlerin davacı ve davalı olabildiği; uyuşmazlıkla bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin nasıl belirlendiği ayrıntılı şekilde anlatıldı.

3. Arabuluculuk Süreci ve Davanın Açılması için Zamanaşımı Süresi
Bu bölüm en önemli kısım desek yeridir çünkü arabuluculuğa başvurunun açacağımız davada zorunlu olup olmadığı oldukça tartışmalıdır. Bu davada marka hakkının ihlal edildiğinin tespitini talep ederken diğer yandan tazminat talebinde bulunacaksın. Marka hakkına tecavüz davaları öncesi arabuluculuk sürecini Yargıtay Kararları ile bu içerikte bulabilirsin.

4. Dilekçenin Hazırlanması ve Önemli Noktalar
Davayı açabildiğimizi nasıl ve nerde açmamız gerektiğini öğrendik, arabuluculuk sürecini tamamladık. Devam eden aşama dilekçenin hazırlanmasıdır. Bu dava türünde dilekçeleri hazırlarken önemle dikkat etmemiz gereken bazı durumlar bulunuyor. Özellikle tedbir talebinin dilekçemizde mutlaka bulunması gerekir. Tedbir talebinin reddi halinde ise bizi farklı bir süreç bekler. Dilekçemizdeki talep kısmına kadar olan önemli noktaları bu bölümde bulabilirsin.

5. Dilekçenin Talep Bölümü ve Örnek Olay
Tüm aşamalardan sonra dilekçedeki talepler kısmını hazırlarken özellikle dikkat etmelisin. Hakkının ihlal edildiğini iddia tarafın vekiliysen birçok talep hakkın bulunur. Bunlardan biri de tazminatlardır. Bu tazminatların hesaplanma şekilleri ve uygulamadaki sürecin işleyişini bilmek ise oldukça önemlidir.

1. Tespit Davası Niteliğinde Olması ve Alacak Davası ile Birlikte Görülememesi
Müvekkilinizin iş sözleşmesinin feshedildiğini ve işe iade davası açmak için gerekli süreci başlattığınızı düşünelim. İşte bu noktada bir de işçilik alacağı davası açılması hukuki tartışmaları beraberinde getirir. Bu bölümde güncel Yargıtay Kararları ışığında işe iade davası ile işçilik alacağı davasının beraber açılması durumunda sürecin nasıl ilerleyeceğini ve yapmanız gerekenleri öğreneceksiniz.

2. İşe İade Davası ile Birlikte Tazminat Talepli Ayrı Bir Dava Açılması: Erken Dava
İşe iade davası ile işçilik alacağı davalarının ayrı ayrı açılması uygulamada en sık rastlanan yöntemlerden biri olsa da talep edilen alacak türüne göre alacak davasının reddedilme ihtimali değişir. Özellikle feshe bağlı alacaklar bakımından bu davaların aynı zamanda ayrı ayrı açılmasının neden riskli olduğunu bu bölümü izleyerek öğrenebilirsiniz.

3. İşe İade Davası Öncesi Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
İşe iade davası açmadan önce arabuluculuğa başvurmanın şart olduğunu bilsek de gerek başvuru sürecinde gerekse arabuluculuk süreci tamamlanana kadar nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilmek oldukça önemli. Özellikle ihbar süresi verilerek yapılan fesihlerde arabuluculuğa başvuru süresinin ne zaman başlayacağı noktasında oldukça fazla hata yapılmakta. Bu bölümde tüm bu süreçleri ve arabuluculuk tutanağında mutlaka belirtilmesi gereken hususları en önemli noktalarıyla öğreneceksiniz.

4. İşe İade Davasını İş Güvencesi Kapsamındaki İşçilerin Açabilmesi
İşe iade davası açabilmek için Kanunda yazılı birçok şart bulunur ancak önemli olan bu şartların mevcut olup olmadığını iyi bir şekilde analiz edebilmektir. Bunu yaparken uygulamadan örnekler ve güncel Yargıtay kararları ile donatılmış bir eğitim bölümü izlemek sizin için oldukça faydalı olacak.

1. İşe İade Davasının Açılması, Davada Yapılacak Araştırma ve Genel Bilgi
Bu dava sürecine ilişkin aslında ilk başta bilmemiz gereken husus şudur: Bu dava sonucunda bir eda hükmü mü kurulur, yoksa bir tespit hükmü mü? Bu sorunun cevabıyla birlikte dikkat edilmesi gereken asıl noktanın ne olması gerektiğini daha iyi anlayacaksınız. Gerçekleştirilen feshin hukuki durumuna ilişkin gerçek bir araştırmanın önemini ve nedenlerini bu bölümü izleyerek anlayabilirsiniz.

2. Hüküm Altına Alınan Alacak Kalemleri ve Hesaplama Usulleri - I
Doğru bir dilekçe ve talep için en önemli şey, bu dava türü için alacak kalemlerinin neler olduğunu bilmek ve daha da önemlisi hesaplama usulleri hakkında detaylı bilgiye sahip olmaktır. Bu bölümü izleyerek boşta geçen süre tazminatının nasıl hesaplanması gerektiğine ilişkin bilgileri son değişiklikler ve güncel Yargıtay Kararları ışığında öğrenebilirsin.

3. Hüküm Altına Alınan Alacak Kalemleri ve Hesaplama Usulleri - II
Bu davalarda hüküm altına alınan bir diğer önemli alacak kalemleri işe başlatmama tazminatı ve sendikal tazminat. Bu tazminat türünü hesaplanmasında 2018 öncesi ve sonrası ne gibi değişiklikler olduğuna dikkat etmekte fayda var. Hesaplamanın nasıl yapılması gerektiği ile alakalı güncel Yargıtay Kararı eşliğinde sürece dair işine yarayacak bilgiyi bu bölümü izleyerek öğrenebilirsin.

4. Kıdem ve İhbar Tazminatı Farkı ile Yıllık İzin Ücreti Alacağı Yönünden Değerlendirme
Sürece ilişkin en çok akıllarda soru işareti uyandıran konulardan biri, işverenin fesihle birlikte işçinin kıdem ve ihbar tazminatı gibi alacaklarını ödemiş olması durumudur. Sonuçta işe iade davası işçi lehine sonuçlanabilir. Böyle bir durumda işe iade davası sonucu hak kazanılan tazminat ile daha önce ödenen tazminatlar arasında nasıl bir denge kurulması gerektiğinin bilinmesi oldukça önemlidir.

1. İşe İade Kararının Kesinleşmesi ve İşçinin İşe Başlatılma Süreci
İşe iade kararının nasıl kesinleşeceğini ve buna yönelik süreleri uygulamadaki haliyle bilmek oldukça önemli. Özellikle işe başlama talebinin işverene nasıl iletileceğini; işe başlama talebinde bulunulmaması halinde sürecin nasıl ilerleyeceğini ve son olarak işe dönen işçinin çalışma koşullarının nasıl olması gerektiğini güncel Yargıtay Kararlarıyla ile öğrenmek oldukça verimli bir uygulama becerisi sağlayacaktır.

2. İşverenin İşçiyi İşe Başlatmaması ve Yargıtay Uygulaması
İşe iade kararı sonrası bir diğer olasılık, usulüne uygun bir işe başlama talebi sonrası işverenin işçiyi işe başlatmamasıdır. Bu konuda incelenmesi gereken en önemli husus, samimi ve gerçekçi olmayan işe başlama talepleri ile işveren tarafından yapılan işe davetlerdir. Yargıtay’ın bu konuya ilişkin güncel yaklaşımını bilmek, pratikte büyük bir katkı sağlayacak.

3. İşçinin Artık Başka Bir İşte Çalışması ve İşe Başlatılmama Sonrası Alacak Tahsili
Dava süreçleri oldukça uzun. Bu yüzden uygulamada en çok karşılaşılan husus, işe iade kararı kesinleştiğinde işçinin başka bir işte çalışıyor olması. Buna dayanarak işçiyi işe başlatmama durumuna sıklıkla rastlarız. İşçi tarafından her şey usulüne uygun yapılsa da işveren tarafından işe başlatılmayabilir. Böyle bir durumda işçilik alacaklarının nasıl tahsil edileceği ise ayrı bir konu olarak karşımıza çıkar. Bütün bu durumlara güncel Yargıtay Kararları ile değinildi.

1. Kira Tespit Davasının Tanımı ve Şartları
Bu davayı açmak için öncelikle somut hukuki uyuşmazlığın gerekli şartlara sahip olup olmadığını anlamamız gerekir. Tam anlamıyla kira tespit davasının hangi durumlarda ve neden açıldığını anladıktan sonra kira tespit davası açmak için gerekli şartların sağlanıp sağlanmadığını dava süreci öncesi mutlaka bilmeliyiz.

2. Kira Tespit Davası Açarken Dikkat Edilmesi Gereken Süreler
Kira tespit davalarında dava açma süresini belirlemek kadar önemli olan bir diğer husus da belirlenecek kira bedelinin uygulanacağı zaman aralığının belirlenmesidir. İşte sürelerin ve bu zaman aralığının belirlenmesi noktasında öncelikle hangi yolu izleyeceğimizi bilmeliyiz. Uyuşmazlığa konu sözleşmede artış oranının olup olmaması; bunların ne şekilde karşımıza çıkabileceği ve sürelerin nasıl hesaplanacağı örneklerle aktarıldı.

3. Davaya Hazırlık ve Dava Dilekçesindeki Talebimiz
Dava açma şartlarını ve süreleri öğrendikten sonra dava dilekçemizi oluşturmaya başlamadan önce bazı hususları mutlaka bilmemiz gerekir. Bilmemiz gereken bazı konuları ve kriterleri güncel Yargıtay kararları ışığında kavramak, kira tespit dava dosyalarınızda hata yapma riskinizi en aza indirir.

4. Harçlar, Avukatlık Ücreti ve Kararın İcrası
Kira bedelinin ödenme şekli, dava açılışı sırasındaki harç miktarının hesaplanmasına da etki eder. Harca esas değerin hesaplanmasında Bölge Adliye Mahkemeleri arasında dahi uygulama farklılıkları mevcut olsa da 1965 tarihli İBK kararı bize hala yol gösteriyor. Örnek üzerinden anlatımla dava harcını hesapladıktan sonra bilmemiz gereken iki önemli konu daha var: Kararın İcrası ve Hükmedilecek Vekâlet Ücreti.

1. Kira Uyarlama Davasının Tanımı ve Dayanağı
Kira uyarlama davaları diye özel bir düzenleme mevcut olmasa da kira ilişkilerinde TBK’nın 138.maddesinin sıkça kullanılmaya başlanmasıyla “kira uyarlama davaları” şeklinde bir tanımlama uygulamada kabül görüyor. Ancak her şeyden önce uyarlama davasının ne anlama geldiğini ve hukuki dayanağını kavramakta fayda var. Uyarlama davasının tanımı bilindiğinde kira tespit davası ile arasındaki farklılıklar da anlaşılmaya başlanacak.

2. Kira Uyarlama Davasının Şartları - 1
Kira uyarlama davası açmadan önce gerekli şartların sağlanmadığına öncelikle olarak dikkat etmeli ve her durumda kira uyarlama davası açılamadığının farkında olmalıyız. Bu davaya açabilmek için mevcut olması gereken birbirinden önemli beş önemli şart bulunur.

3. Kira Uyarlama Davasının Şartları - 2
Kira uyarlama davası açmadan önce gerekli şartların sağlanmadığına öncelikle olarak dikkat etmeli ve her durumda kira uyarlama davası açılamadığının farkında olmalıyız. Bu davaya açabilmek için mevcut olması gereken birbirinden önemli beş önemli şart bulunur.

4. Yargıtay Kararları Işığında Önemli Bir Uyarlama Davası Şartı
Doktrinde her ne kadar beş şartın mevcut olması gerektiği vurgulansa da güncel Yargıtay Kararları, bunlardan farklı olarak bir hususun daha mevcut olması gerektiğini vurguluyor. Dava dosyalarınızda lehe sonuçlar elde edebilmek ve davayı açan taraf olduğunuzda davanın reddinin önüne geçmek için bu duruma özellikle dikkat etmenizde fayda var.

5. Kira Sözleşmesinde İntibak Kaydı
Taraflar, kira sözleşmesinde uyarlama düzenlemesine yer vermiş olabilirler. Ya da hiçbir türlü uyarlama talep edemeyeceklerine yönelik bir kayıt eklemiş olabilirler. Her iki durumda da uyarlama davası açmanın mümkün olup olmadığı önemli bir noktadır. Örnekler ve güncel kararlar ışığında kira sözleşmesine uyarlama kuralı konulması durumunda sürecin nasıl işleyeceği bu bölümde anlatıldı.

6. Davaya ve Dava Dilekçesine Hazırlık
Müvekkilimiz için kira uyarlama davası açmak istediğimizde iki farklı başlığa dikkat etmemiz gerekir. Birincisi, dava dilekçesinde yer verilmesi gereken hususlar; ikincisi davaya hazırlık sırasında bilmemiz gereken önemli konular. Bu davalarda, kira tespit davasına göre daha farklı bir inceleme söz konusu olur ve bilirkişi görevlendirilmesi sırasında dahi mutlaka gözden geçirmemiz ve ileri sürmemiz gereken konular bizi bekler.

7. Kira Uyarlama Davasında Talepler
Dava dilekçemizde sona geliyoruz: Talepler. Kira tespit davasından farklı olarak hakimin sözleşmeye müdahale ettiği kira uyarlama davalarında hakimden neler isteyebileceğimiz oldukça önemli. Taleple bağlılık ilkesinin önemini unutmadan kira uyarlama davasındaki dava dilekçemizin talepler bölümünü nasıl oluşturmamız gerektiğini iyice kavramalıyız.

8. Uyarlama Davasında İhtiyati Tedbir
Uyarlama davalarında kira tespit davalarından farklı olarak ihtiyati tedbir talep edebilir miyiz? Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki farklı kararlar Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin önüne geldi ve ilgili Daire bu konudaki içtihat ile sorunu çözüme kavuşturdu.

9. Harçlar, Avukatlık Ücreti, Kararın Etkisi ve İcrası
Bu davaların açılması sırasında en çok merak edilen hususlardan biri, harca esas değerin nasıl belirleneceğidir. Aynı şekilde, dava sonunda hükmedilen yasal vekalet ücretinin nasıl belirlendiği ve kararın etkisinin nasıl olacağı uygulamada en çok merak edilen konular arasındadır.

1. Dava Öncesi Bilinmesi Gereken Dört Kavram: Paylı Mülkiyet, Elbirliği Mülkiyeti, Miras İntikali, Muhdesat
Müvekkilinizde somut uyuşmazlığı dinlerken kendisine daha doğru sorular yöneltebilmeniz ve dava dilekçenizde hukuka uygun taleplerde bulunabilmeniz için belirli kavramları iyice özümsemeniz gerekir. Teoride zihinlere oturmayan bu kavramlar örnekler ile açıklandı.

2. Ortaklığın Giderilmesi Davasına Konu Olabilenler ve Olamayanlar
Müvekkilimiz ortaklığın giderilmesi davasını açmamızı istiyor olabilir ancak talep ettiği dava konusu şey gerçekten bu davaya konu olabilir mi? Buna dikkat etmediğiniz taktirde davanız reddedilebilir ve dava masraflarını müvekkiliniz ödemek zorunda kalır.

3. Ortaklığın Giderilmesi Davası Açmaya Engel Olan Haller: Hukuki Tasarruflar
Dava öncesi müvekkiliniz ile olan toplantınızda kendisine yöneltmeniz gereken bazı sorular vardır. Özellikle uygulamada karşımıza en çok iki farlı hukuki tasarruf çıkar ve bu durum dava açılsa bile davanın reddedilmesine sebep olur. Bu hukuki ilişkilerin neler olduğunu ve ayrıntılarını öğrenmeniz gerekiyor.

4. Ortaklığın Giderilmesi Davası Açmaya Engel Olan Haller: Kanuni Sınırlandırmalar
Paylaştırma Sözleşmesi ve Kat Mülkiyeti Kanunu. Evet, bu iki durum ortaklığın giderilmesi davasına açmanıza engel olur. Bu iki durumun ne anlamada geldiği, uygulamada karşımıza ne şekilde çıktığı ve hangi sebeplerle ortaklığın giderilmesi davası açmamızı engellediğini somut örnekler ile öğrenmek için şimdi izlemeye başlayın.

5. Ortaklığın Giderilmesi Davasının Devamı İçin Bekletici Mesele Olan Haller
Ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanması için beklenmesi gereken çok fazla durum ortaya çıkabilir ve genellikle bu meseleler ayrı bir dava ile çözümlenmesi gereken durumlar olur. Dava sürecinin ilerlememesi halinde müvekkiliniz ile olası iletişim gerginliklerini önlemek için henüz dava açmadan önce bekletici mesele yapılabilecek haller hakkında bilgi vermelisiniz.

6. Dava Açmaya Engel Haller ve Bekletici Meseleler ile İlgili Yargıtay Uygulamaları
Dava açmaya engel haller ve bekletici meseleler bilinse de uygulamada bunların karşımıza hangi şekillerde çıkabileceği ve Yargıtay’ın konulara bakış açısı merak edilebilir. Bu bölümde akıllardaki soru işaretlerinin giderilmesi amaçlandı.

7. Davanın Hukuki Niteliği, Taraf Teşkili, Davayı Açabilecek ve Açamayacak Olanlar
Bu davanın çift taraflı bir dava olması davacı ya da davalı avukatı olduğunuz her durumda sürecin diğer davalardan daha farklı bir yapıya olacağını size gösterir. Davanın hukuki niteliği birçok süreçte kendisini gösterir. Bu davaların her aşamasında mutlaka dikkat edilen durum ise taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığıdır. Peki bu nasıl sağlanır? Herkes bu davayı açabilir mi? Tüm detaylarıyla bu sorular ve daha fazlası cevaplandı.

8. Davanın Hukuki Niteliği, Dava Takip Hakkı ve Taraf Teşkili ile İlgili Önemli Yargıtay Kararları (Soru-Cevap)
Çift taraflı dava olma özelliği, davayı açabilecek olanların ve olmayanların tespiti ile taraf teşkili konuları uygulamada sıklıkla bozma sebebi olarak karşımıza çıkan konulardır. Güncel Yargıtay Kararları ile bazı somut uyuşmazlıklar soru-cevap şeklinde ele alındı.

9. Görevli Mahkeme - Yetkili Mahkeme
Davanın her aşamasında gözetilen görev hususu ve davanın doğru yerde açılmış olması oldukça dikkat etmemiz gereken konular. Özellikle dava sırasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar hakkında görevli mahkemenin nasıl tespit edilesi sorusunun cevaplanması gerekir. Ortaklığın giderilmesi davasında yetkili mahkemenin hangi olacağı konusunda ise dava konusu şeyin niteliği ve çeşitli ihtimaller yol gösterici olur.

10. Davanın Kabulü ve Paylaşma Şekilleri
Dava dilekçemizde hangi taleplerde bulunursak bulunalım, mahkeme tarafından belirli bir sıra gözetilerek en uygun paylaşma şekline karar verilir. Paylaşma şekillerinin nasıl olacağı ve genelde öncelikle karar verilmesi gereken aynen taksimde paylaşmaya ilişkin genel açıklamalar bu bölümde derlendi.

11. Aynen Taksim Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi
Tüm şartların uygun olması durumunda, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda esas olan aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesidir. Bu süreçte bizi oldukça teknik detaylar bekler. Bilirkişi raporları, ifraz projeleri ve özgüleme kurası gibi uygulamaya özgü bilgiler bu bölümde derlendi.

12. Kat Mülkiyeti Kurularak Ortaklığın Giderilmesi
Aynen taksim talebinde bulunsanız bile eğer belirli şartlar sağlanıyorsa aynen taksimin özel biri türü olarak karşımıza çıkar. Ancak bu konu, belirli kavramların bilinmemesi sebebiyle oldukça karıştırılır. Hangi durumda kat mülkiyeti yoluyla ortaklığın giderilmesinin mümkün olabileceği örnek olaylarla ile anlatıldı.

13. Satış Yoluyla Ortaklığın Giderilmesi
Aynen taksim ve özel bir türü olarak karşımıza çıkan kat mülkiyeti kurulması yoluyla ortaklığın giderilmemesi halinde satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilir. Bu satış süreci ise tarafların tercihine göre üç farklı şekilde olabilir.

14. Satış Sonrası Paranın Paylaştırılması ve Muhdesat Aidiyeti Davası
Satış sürecinden sonra paraların ortaklara veya pay sahiplerine paylaştırılması esnasında öncelikle bir hususa dikkat edilir. Haciz ve sınırlı ayni hak sahibi alacaklıları tespit edilmesi ve sıra cetveli düzenlenmesi süreci bizi bekler. Bu sürecin akışını değiştirecek bir durum daha var. Taraflardan herhangi birinin muhdesat iddiasında bulunması. Her iki durumda da satış sonrası paraların nasıl paylaştırıldığını öğrenmek bu dava dosyalarınız öncesi size oldukça fayda olur.

15. Harçlar, Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti
Ortaklığın giderilmesi davasına konu olan şeyin taşınır veya taşınmaz olması dava sonrası hükmedilecek karar ve ilam harcının farklı şekilde hesaplanmasına neden olur. Bu davanın çift taraflı bir dava olma özelliğinde dolayı yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin ödenmesi, diğer dava türlerinden daha farklı bir düzenlemeye tabidir.

1. Tasarrufun İptali Davası ile Neyi Amaçlarız?
Bu davaların bazen tapu iptal ve tescil davaları ile karıştırılması bile aslında tasarrufun iptali davalarının ne anlama geldiğinin iyi anlaşılmadığını açıkça gösterir. Bu davanın ister davacı ister davalı tarafında avukat olalım. Asıl bilmemiz gereken husus, dava sonucunda hangi durumlarla karşılaşabileceğimizi iyice anlamaktır.

2. Dava Değerinin ve Harcın Belirlenmesi
İcra takibi ile başlayan süreç, takip dosyasındaki alacak miktarı, tasarrufun zamansal değerleri. Bu kadar çok parametrenin olduğu bir uyuşmazlık türünde dava değerinin neye göre belirleneceği ve hangi değer üzerinden harcın nasıl hesaplanacağı uygulamada hep soru işareti olmuştur. Bu bölümde örnek hesaplama ve uygulamadaki haliyle dava değeri ve harcın belirlenmesi konusuna cevap verildi.

3. Davaya Konu Olabilecek Tasarruflar ve Hukuki Yarar Şartı
Bir icra takip dosyasında alacaklı vekili olduğunuzu düşünün. Alacağa ulaşmak için eğer şartlar da sağlanıyorsa birçok tasarruf işleminin iptal edilmesini talep etmek isteyebilirsiniz. Ancak her tasarrufun maalesef bu davaya konu edilerek iptali söz konusu olamaz. Bir diğer önemli şart ise müvekkilinizin bu tasarrufun iptalinde hukuki yararının olup olmamasıdır.

4. Davaya Taraf Olabilecek Kişiler
Eğer davacı vekili olacaksınız ilk tespit etmeniz gereken konudur diyebiliriz. “Müvekkilim gerçekten bu davanın davacı tarafında olabilir mi?” sorusunu öncelikli olarak cevaplamanız gerekir. Ya da davalı tarafın avukatıysanız husumet yokluğu itirazı yapmanız avantaj sağlayacağı için bu duruma mutlaka dikkat etmeniz gerekir. Özellikle, taraflardan birinin ölümü ile mirasçıların sürece dahil olması durumunda sürecin nasıl ilerleyeceğini bilmekte büyük önem var.

5. Özel Dava Şartları
Açtığınız davanın reddedilmemesi için öncelikle tasarrufun iptali davalarını açmak için gerekli şartların sağlanıp sağlanmadığını mutlaka kontrol etmelisiniz. Davalı avukatı olmanız durumu değiştirmez. Davanın reddini talep etmek için özel şartların sağlanmamış olmaması durumu elinizi oldukça kuvvetlendirir.

1. Görevli Mahkeme
Genel HMK kurallarıyla görevli mahkemenin belirlenmesi oldukça mümkün ve kolay gözükebilir ancak tasarrufun iptali davalarında görevli mahkeme konusunda istisna durumlar da mevcuttur. Bu istisna durumları bilmeden gerçekleştirilecek bir işlem görev konusunda ayrı bir uyuşmazlığı beraberinde getirir ve yargılama sürecinin uzamasına neden olur.

2. İhtiyati Haciz Kararı, Uygulanması ve Bedel Davası Kavramı
Bu davalarda ister davacı ister davalı vekili olun, ihtiyati haciz kararını ya talep edersiniz ya da verilen karara itiraz edersiniz. Davadaki sıfata göre, ihtiyati haciz kararına karşı başvurulabilecek yasal yollar değişir. Bu noktada bedel davası kavramı karşımıza çıktığında ihtiyati haciz için de teminat süreci değişebilir. Kararın uygulanması konusunda da bilinen ihtiyati haciz merasimine bir sebeple gerek kalmaz.

3. Yetkili Mahkeme
Yetkili mahkeme konusunda HMK hükümleri geçerli olur ancak bu davaların konusunun çoğu kez taşınmaz olması akıllarda soru işareti oluşturabilir. Tasarrufun iptali davalarının karşı dava olarak da açılabiliyor olması yetki konusunu bir kez daha gündeme getirir. Olması gerekenler bu bölümde derlendi.

4. Yargılama Usulü
Klasik usul bilgisi alışkanlıklarımız bazı dava türlerinde hata yapmamıza neden olur. İşte tasarrufun iptali davalarında uygulanan basit yargılama usulüne ilişkin bilgileri tazelemekte ve özelliklere delillere ilişkin dikkat etmemiz gereken noktaları bilmekte fayda var.

1. İştirak Nafakasının Kaldırılması
Boşanma davasından sonra çocuk için ödenmesi öngörülen iştirak nafakasının kaldırılması birçok şart bulunur. Bazı durumların meydana gelmesiyle iştirak nafakası kendiliğinden kalkarken bazı şartların sağlanması durumunda ise mahkeme kararıyla ortadan kaldırılabilir. Bu bölümü izleyip dokümanlar kısmındaki dilekçe örneğini incelediğinizde konuya tam olarak hakim olabileceksiniz.

2. Yoksulluk Nafakasının Kendiliğinden Kalkması
Yoksulluk nafakası da iştirak nafakası gibi iki farklı şekilde ortadan kalkar. Kendiliğinden veya mahkeme kararıyla. Bu konuya ilişkin bir dava açmadan önce ilk olarak somut uyuşmazlığımızda hangi şartın var olduğunu tespit etmek ve ona göre hukuki yol haritası çizmek gerekir. Bu bölümde yoksulluk nafakasının kendiliğinden kalkmasını sağlayan haller incelendi.

3. Yoksulluk Nafakasının Mahkeme Kararıyla Kaldırılması
Yoksulluk nafakası da iştirak nafakası gibi iki farklı şekilde ortadan kalkar. Kendiliğinden veya mahkeme kararıyla. Bu konuya ilişkin bir dava açmadan önce ilk olarak somut uyuşmazlığımızda hangi şartın var olduğunu tespit etmek ve ona göre hukuki yol haritası çizmek gerekir. Bu bölümde yoksulluk nafakasının mahkeme kararıyla kalkmasını sağlayan haller incelendi.

4. Dava Dilekçesinin Oluşturulması
Açacak olduğunuz dava hangi nafaka türünün kaldırılmasına ilişkin olursa olsun hukuki şartları doğru bir şekilde tespit ettikten sonra iyi bir dava dilekçesi hazırlamanız gerekir. Bu dilekçenin hangi bölümlerden oluştuğu ve bölümleri nasıl doldurmanız gerektiği hakkında bilgi sahibi olmanız uygulamada oldukça işinize yarayacak. Özellikle bu bölümü izledikten sonra dokümanlar kısmındaki örnek dilekçelere mutlaka göz atın.

1. Muris Muvazaasının Tanımı ve Hukuki Temelleri
Muris muvazaasının ne olduğu, hangi hukuki zemine oturduğu ve hangi durumlarda gündeme geleceği bu bölümde kapsamlı şekilde aktarılıyor. Muvazaa türleri arasındaki farklar, Türk Borçlar Kanunu ve içtihadı birleştirme kararları üzerinden açıklanıyor. Özellikle 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın dava hakkı açısından nasıl bir çerçeve sunduğu netleştiriliyor. Miras bırakanın niyeti, görünürdeki işlemle örtüşmediğinde hangi delillerin önem kazandığı ve muvazaa ile bağış arasındaki ayrımın nasıl yapılacağı uygulamadan örneklerle gösteriliyor.

2. Davacı ve Davalıların Belirlenmesi
Bu bölümde, muris muvazaasına dayalı davalarda kimin dava açabileceği ve kime karşı dava açılacağı açıklanıyor. Mirasçılık sıfatının hangi tarihe göre belirleneceği, atanmış mirasçılar, evlatlıklar ve yabancı ülke vatandaşlarının dava ehliyeti gibi detaylar netleştiriliyor. Davalı tarafın belirlenmesinde tapu kaydının önemi, taşınmazın el değiştirme zinciri ve kötü niyetli kişilere karşı dava açma imkânı anlatılıyor. Pasif husumet yönünden davanın risklerini önlemek için dikkat edilmesi gereken noktalar örneklerle destekleniyor.

3. Görevli ve Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi
Davanın doğru yerde ve doğru mahkemede açılabilmesi için HMK’nın 12. maddesi kapsamında taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu bilgisi detaylandırılıyor. Aynı murise ait birden fazla taşınmaz söz konusuysa yetki nasıl belirlenir, terditli davalarda tenkis talebi yetkiyi etkiler mi gibi uygulamada sıkça karşılaşılan sorulara yanıt veriliyor. Görevli mahkeme bakımından ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkisi tartışmasız şekilde ortaya konuyor.

4. Harca Esas Değerin Belirlenmesi
Harç hesaplamasının dava değerine göre nasıl yapılacağı, bu tür davalarda taşınmazın tamamı üzerinden değil yalnızca davacının miras payı oranında hesaplama yapılması gerektiği vurgulanıyor. Örnek hesaplamalarla hem dava değeri hem de peşin harç tutarının nasıl belirleneceği açıklanıyor. Ayrıca, talep oranıyla harç arasındaki ilişkinin mahkemenin karar sınırlarını nasıl etkilediği pratik uyarılarla aktarılıyor.

5. Dilekçede Açıklamalar Kısmının Oluşturulması
Dilekçenin en belirleyici bölümlerinden biri olan açıklamalar kısmında, somut olayın nasıl anlatılması gerektiği, hukuki dayanakların olayla nasıl ilişkilendirileceği bu bölümde ele alınıyor. Mevzuat atıfları, muris ile devralan kişi arasındaki ilişki, devrin ne zaman ve hangi koşullarda yapıldığı gibi unsurların dava kurgusuna nasıl yedirileceği detaylıca açıklanıyor. Açıklamalar kısmında sıkça kullanılan olgular üzerinden somut değerlendirme yapabilmenin ipuçları sunuluyor.

6. Hukuki Sebepler ve Delillerin Sunumu
Bu bölümde, dava dilekçesinde yer verilmesi gereken temel kanun maddeleri ve içtihatlar açıkça sıralanıyor. Türk Borçlar Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve ilgili alt düzenlemeler ışığında hukuki altyapı kuruluyor. Ardından, genel ve özel delil kategorileriyle birlikte somut olayın ispatına yönelik hangi delillerin nasıl kullanılacağı açıklanıyor. Tanık beyanlarından banka dekontlarına kadar çeşitli delillerin davayı nasıl güçlendirdiği örneklerle gösteriliyor.

7. Talep Bölümünün Oluşturulması
Talep kısmında yapılan basit formülasyon hatalarının dava sonucunu nasıl olumsuz etkileyebileceği örnek içtihatlarla açıklanıyor. Tapu iptal ve tescil taleplerinin açık ve eksiksiz biçimde yazılması, gerekirse ecrimisil ya da tenkis gibi ikincil taleplerin terditli olarak sunulması gerektiği ifade ediliyor. Mahkemenin taleple bağlı olduğu ilkesi doğrultusunda ideal bir talep cümlesinin nasıl kurulması gerektiği uygulamaya uygun şekilde anlatılıyor.